20 Şubat 2012 Pazartesi

ne biçim adamsın lan Poe!

tüm cumartesi öğleden sonra balkonda oturup ağaca baktım durdum; ağacın tepesine tüneyen kuzgunlara. muhtemelen kargaydı onlar ama şimdi kuzgun olduğunu düşünmek sahneyi başka kılıyordu tabi. eğer onları kuzgun olarak kabul edersek akabinde bir sürü afilli düşünceye kaptırabilirdik kendimizi...eh öyle de oldu. en azından bazı şeylerin öngörülebilir olması içimizi rahatlattı.
neyse işte bütün gün kuzgun olduğuna kendimi ikna ettiğim kuşlara baktım durdum,
oysa ki Poe, "convinced myself i seek not to convince" demişti...olabilir ben kendimi çeşitli şeylere ikna ederim sık sık, sonra da ikna kabiliyetime hayran kalırım, bazen de ulan ne salağım hemen ikna oluyorum derim. olur böyle şeyler...Poe da kendini ikna etmiş olabilir; olsun, o da insan tabi...
ama sevgili Poe! bir şey var ki yanılıyorsun!
len bütün gün dinledim, yok! kuzgun olduğuna inandığım canlılar "nevermore" falan demedi. valla biri dese içeri girip oturacaktım sakin sakin. yok demediler, kandırıldım resmen! ama dedim yani bir gün dinledin sadece...kendimi buna ikna ettim, sonra çay koydum, bekledim...beklemek tuhaf bir haldir tabi, ama yok o esnada çoktan kuzgunların beni kandırmış olduğuna kendimi tekrar ikna etmiştim...
poe, sana inanmıyorum...zaten aşk hayatını okuduydum, kime ne boncuk dağıttığını kendin bile unuturmuşsun, öyle de bir adammışsın yani! gotik motik derken, karanlık, asosyal falan......neyse bu senin ve kadınların bileceği iş...hayırlısı...
ama şunu bil ki;
kuzgun "gaaak" diyor başka bir şey demiyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder